
NAMAZ
NAMAZ NEDİR?
Namaz dinin direği, ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah'a karşı en önemli ibadet görevimiz günde beş defa kıldığımız namazlarımızdır. Erginlik çağına gelen, akıllı her müslümana günde beş vakit namaz kılmak farzdır.
Namaz, bizi yaratan, yaşatan, sayısız nimetleri veren yüce Allah'a karşı bir kulluk görevimizdir.
Namaz kılanlar, Allah'ın emrini yerine getirmiş, kulluk borçlarını ödemiş ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış, dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşmuş olurlar.
NAMAZIN ÇEŞİTLERİ
Namazın Farz, Vacib ve Nafile çeşitleri vardır.
1. Farz Namazlar: Beş vakit namaz ve cuma namazıdır.
2. Vacip Namazlar: Vitir ve bayram namazları, adanan na-mazlar, bozulan nafile namazların kazasıdır.
3. Nafile Namazlar: Farz ve vacip namazlardan başka kılınan diğer namazlardır.
NAMAZ VAKİTLERİ
Her işin belirli bir zamanı vardır. Günde beş defa kılınan farz namazların kılınması için yüce Allah belli vakitler tesbit etmiştir. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı günde beş defa kılınan namazların vakitleridir.
Sabah Namazının Vakti: Sabaha karşı tan yerinin ağarmaya başlamasından, güneşin doğmasına kadar olan zamandır.
Öğle Namazının vakti : Güneş tam tepemize gelip, gölge, doğu tarafına uzanmaya başladığı vakitten itibaren -güneş tepe noktasında iken var olan gölge müstesna- herşeyin gölgesinin bir veya iki misli oluncaya kadar devam eden zamandır.
İkindi Namazının Vakti: Öğle namazı vaktinin bitiminden güneş batıncaya kadar olan zamandır.
Akşam Namazının Vakti: Güneş battıktan sonra başlayıp güneşin battığı yerde meydana gelen kızıllık kayboluncaya kadar olan zamandır.
Yatsı Namazının Vakti: Akşam namazının vakti çıktıktan sonra başlayıp sabah namazının vakti girinceye kadar devam eden zamandır.
Vitir Namazının Vakti: Vitir namazının vakti de yatsı namazının vaktidir. Ancak vitir namazı, yatsı kılındıktan sonra kılınır.
Cuma Namazının Vakti: Öğle namazının vaktidir.
Teravih Namazının Vakti: Yatsı namazının vaktidir.
Bayram Namazının Vakti: Bayram günleri sabahleyin güneşin doğuşundan yaklaşık 50 dakika geçtikten sonra başlayıp güneşin tepe noktasına gelmesine kadar devam eden zamandır.
Her namaz, kendi vakti girdikten sonra kılınır. Vakti girmeyen namaz kılınmaz. Her namazın kılınma vakti, kendi vakti girdikten sonra başlar, bir sonraki namazın giriş vaktine kadar devam eder. En iyisi her namazı vaktin ilk giriş zamanında kılmaktır.
Güneş doğarken, tepe noktasında iken, batarken hiç bir namaz kılınmaz.
Beş vakit namazın fazları ile sünnetlerinin kaçar rekat olduğu aşağıda gösterilmiştir.
NAMAZ REKATLERİ
NAMAZIN VAKTİ SÜNNET FARZDAN ÖNCE FARZ SÜNNET FARZDAN SONRA VİTİR TOPLAM
SABAH 2 2 - - 4
ÖĞLE 4 4 2 - 10
İKİNDİ 4 4 - - 8
AKŞAM - 3 2 - 5
YATSI 4 4 2 3 13
NAMAZIN FARZLARI
Namazın farzları 12'dir. Bunlardan altısı namazın dışındadır, bunlara "Namazın Şartları" denir. Altısı da namazın içindedir. Bunlara da "Namazın Rükünleri" denir.
Namazın sahih olabilmesi için oniki farzın eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
Namazın Şartları:
1) Hadesten Taharet: Hades denilen manevî kirin giderilmesi için, abdest almak, gerekli hallerde gusül yapmaktır.
2) Necasetten Taharet: Namaz kılacak kişinin, bedeninde, üzerindeki elbisede ve namaz kılacağı yerde pislik varsa bunları temizlemektir.
3) Setr-i Avret: Namaz kılacak kişinin vücudunda örtünmesi gereken yerleri örtmesi demektir.
Erkeklerin: Göbek ile diz kapağı arasını (dizkapağı dahil),
Kadınların: Yüz, el ve ayaklardan başka vücudunun her tarafını örtmeleri gerekir.
4) İstikbal-i Kıble: Namazı kıbleye dönerek kılmaktır. Kıble, Mekke şehrindeki kutsal bina olan Kâbe yönüdür. Kâbe, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından yapılmıştır.
5) Vakit: Namazları kendi vakitleri içinde kılmaktır.Vakti gelmeden bir namazı kılmak caiz değildir.
6) Niyet: Hangi namazı kıldığını bilmek ve kalbinde hatırlamaktır. Niyetin dil ile söylenmesi sünnettir.
Namazın Rukünleri:
1) İftitah Tekbiri: Namaza başlarken tekbir almak demektir.
2) Kıyam: Namazda ayakta durmak demektir.
3) Kıraat: Namazda ayakta iken biraz Kur'an okumaktır.
4) Rükû': Namazda eller diz kapağına erişecek kadar eğilmektir.
5) Sücûd: Rükû'dan sonra ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnı yere koymaktır.
6) Ka'de-i Ahîre: Namazın sonunda "Ettehiyyatü" okuyacak kadar oturmak demektir.
Namazın Vacibleri
1) Namaza "Allahu Ekber"sözü ile başlamak.
2) Farz namazların ilk iki rek'atında, nafile namazların her rek'atında Fatiha suresini okumak.
3) Farz namazlarının ilk iki rek'atında, vitir ve nafile namazların her rek'atında Fatihadan sonra sûre veya ayet okumak.
4) Fatihayı sureden önce okumak.
5) Secdede alın ile beraber burnu da yere koymak.
6) Üç ve dört rek'atlı namazların ikinci rek'atında oturmak (Buna ka'de-i ûlâ=birinci oturuş
7) Namazlardaki birinci oturuş ile son oturuşlarda ettehiyyatü'yü okumak.
8) Cemaatle kılındığı zaman sabah, cuma, bayram, teravih ve vitir namazlarının her rek'atında, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rek'atında imamın fatiha ve sureyi açıktan, öğle ve ikindi namazlarında ise, gizlice okuması.
9) İmama uyan cemaatin fatiha ve sureyi okumayıp susması.
10) Vitir namazında kunut tekbiri almak ve kunut dualarını okumak.
11) Bayram namazlarında alınan ilâve tekbirler.
12) Ta'dili erkân, yâni ayakta iken dosdoğru, rükûda dümdüz olmak (Kadınlar biraz meyilli dururlar), rükûdan kalkınca iyice doğrulmak, iki secde arasında tam oturmak.
13) Namazın sonunda sağa ve sola selâm vermek.
14) Namazda yanılma olursa sehiv secdesi yapmak.
Namazın Sünnetleri
1) Beş vakit namaz ile Cuma Namazı için ezan ve kamet getirmek
2) İftitah tekbirini alırken elleri yukarıya kaldırmak
3) Sübhaneke ve Eûzu-Besmele'yi sessizce okumak
4) Sağ eli sol el üzerine koymak
5) Fatiha'dan sonra gizlice 'amin' demek
6) Rükû ve secdeye eğilip kalkarken alınan tekbirler
7) Rüku ve secde tesbihleri. ( Rukû'da üç defa "SÜBHANE RABBİYE'L AZÎM" ve her iki secdede üçer defa SÜBHANE RABBİYE'L ÂLÂ" demek.)
8) Rukü'dan doğrulunca "SEMİALLAHU LİMEN HAMİDEH" ve hemen arkasından "RABBENA LEKE'L HAMD" demek.
9) Kıyamda bir özür bulunmadığı takdirde iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak.
10) Rukü'da parmaklar açıK olarak dizleri tutmak, dizleri, dirsekleri dik ve sırtı baş ile dümdüz halde bulundurmak.
11) Secdeye varırken önce dizleri, sonra elleri, sonra yüzü vere koymak. Secdeden kalkarken önce yüzü, sonra elleri, sonra dizleri kaldırmak.
12) Tahiyyatı sessizce okumak
13) Selama sağdan başlamak
14) Sütre edinmek (Önü açık yerde namaz kılarken önüne sütre koymak)
Namazı Bozan Şeyler
1) Namazda konuşmak.
2) Birşey yemek veya içmek.
3) Kendi işiteceği kadar gülmek (yanındakilerin işiteceği kadar gülerse abdesti de bozulur.)
4) Birine selâm vermek veya verilen selâmı almak.
5) Göğsünü kıbleden çevirmek.
6) Dünyaya âit bir şeyden veya bir ağrıdan dolayı ağlamak "ah" demek. (Allah korkusundan dolayı ağlamak namazı bozmaz.)
7) Öksürüğü yok iken öksürmeye çalışmak. (Elde olmayarak normal gelen öksürük namazı bozmaz.)8) Namazda bir iş yapmaya çalışmak.
9) Bir şeye üflemek.
10) Kur'an'ı, manası bozulacak şekilde yanlış okumak.
11) Ayeti mushaf'a bakarak (yüzünden) okumak.
12) Namazda abdesti bozulmak.
13) Teyemmüm eden kimsenin namazda suyu görmesi, mesh müddetinin namazda bitmesi
14) Sabah namazını kılarken güneşin doğması.
15) Cemaatle namazda kadınlarla erkeklerin arada bir perde olmadan yanyana bir safta kılması.
16) Namazda örtünmesi gereken yerlerin açılması ve bu açılmanın bir rükûn yapacak kadar süre devam etmesi.
17) Bayılmak, çıldırmak...
Namazın Mekruhları
1) Sıkışık abdestle namaz kılmak
2) Namazda elbise veya bir başka yerle oynamak
3) Namazda bir yere dayanmak
4) Gerinmek veya esnemek
5) Parmakları çıtlatmak
6) Özürsüz bağdaş kurmak
7) İnsan yüzüne karşı kılmak
8) Başı açık kılmak
9) Kıraatta, Kur'an-ı Kerimdeki sıraya uyulmaması. Bir sure atlamak
10) Erkeklerin secde ederken kollarını tamamıyla yere döşemeleri
11) Tek ayak üzerinde durmak veya bir ayağı yerden kesmek ve diğerine dayanmak
12) Namazda daha selam vermeden terleri veya yüze dokunmuş olan toprakları silmek
13) Namaz içinde, verilen selamı el veya baş işaretleriyle almak
14) İkinci rekatta birinci rekata göre daha uzun okumak
15) Yanmakta olan ateşe doğru namaz kılmak....
Namazı Terk Etmenin Hükmü |
İslâm Dininde Namazın Önemi
Namaz, müslümanın hayatında İslâm´ın ilk ortaya çıkan alâmetidir. Namaz, insanın Allah´a kulluk etmesinin en önemli alâmetlerinden biridir. Şu ayet-i kerimeler namazın önemini ne güzel belirtmektedir:
... Şüphesiz-ki namaz, mü´minlerin üzerine vakit(İeri bel)li olarak farz kılınmıştır.
(Nisa/103)
Ailene namazı emret, kendin de namaza, sabır göster.
(Taha/132)
Müslüman, namazı terkettiğinde küfre doğru büyük bir mesafe katetmiş ve küfre yaklaşmış olur. Namazı sürekli terkedip de inancı sağlam kalan çok az müslüman vardır; yani namazı terkeden müslümanın imanı tehlikeye girer; zira Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ;
Şüphesiz ki namazı terketmek, kişi ile şirk ve küfrün arasında bulunmaktadır.[1]
Bir müsiüman namaza devam ederse, Allah Teâlâ onun namazını onun günahlarına kefaret kılar ve onu manevî kirlerin temizlenmesine vesile kılar. Namaz, mü´minle Allah arasında bir bağdır. Ölüm anında namazın eseri kişinin üzerinde görünür.
Ebu Hüreyre Hz. Peygamber´in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: ´Söyleyin, birinizin kapısı önünde bir akar su bulunsa (ev sahibi de) günde beş defa içinde yıkansa ne dersiniz? (Onun vücudunun) kirinden pasından birşey kalır mı?´ ´Hayır, kirinden pasından hiçbir şey kalmaz´ dediler. (Bunun üzerine) Hz. Peygamber şöyle dedi: ´Beş vakit namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allah Teâlâ günahları yıkar, siler´.[2]
Namazı Terkedenin Hükmü Namazı terkedenler iki kışıma ayrılır:
1. Vacib olduğuna inanmayarak veya önemsemeyerek terketmek.
Namazın vacib olduğuna inanmayarak veya namazı önemsemeyerek terkeden kişi mürted olur. Mürted´in hükmü ise yukarıda belirtilmişti; zira inanmayarak veya önemsemeyerek namazı terkeden kişi, dinde bilinmesi
ve inanılması zaruri olan bir emri terketmiştir.
2. Vacib olduğuna inanarak terketmek.
Bir müslüman vacib olduğuna inandığı halde tembellik veya benzeri bir nedenden ötürü namazı terkederse, ceza gerektiren büyük bir günah işlemiş sayılır. Bu kişi önce tevbe edip namazlarını kaza etmeye davet edilir. Bu daveti hâkimin veya onun vekilinin yapması daha uygundur. Eğer bu mümkün olmazsa herhangibir müslüman onu tevbeye davet etmelidir. Bu davetin mutlaka yapılması gerekir. Eğer hiç kimse onu tevbe edip namaz kılmaya davet etmezse, o kişinin etrafında olup onun namazı terkettiğini bilenlerin tümü günahkâr olurlar. O kişi tevbe edip namaz kılmaya başlamazsa, ona ceza tatbik etmek vacib olur.
Namazı Terkedenin Cezası
Namazı terkeden kişi önce tevbe edip namaz kılmaya davet edilir, eğer kabul eLmezse namazı terketmenin cezası olarak boynu kılıçla vurularak öldürülür. Bir vakit namazı terketmiş olsa dahi bu cezaya çarptırılır. Eğer namazın farziyetine inanarak terkederse, kişi kâfir olmaz, müslüman olarak öldürülmüş olur. Namazın farziyetine inanmayarak terkederse kâfir olur.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Allah´tan başka hak ilah olmadığına ve Muhammed´in Allah´ın Rasûlü olduğuna şehadet, namazı ikame, zekâtı eda edinceye kadar insanlarla muharebe etmek bana emrolundu. Onlar bunları yapınca kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak İslâm´ın hakkı mukabili olmak müstesna. İnsanların (gizi işlerinden dolayı olan) hesapları da Allah´a aittir.[3]
(Günde) beş vakit namazı Allah (müslümanlara) farz kıldı. Kim abdestlerini güzel yaparak, rükülarına, huşûlarına riayet ederek onları vaktinde kılarsa, o kimse Allah Teâlâ´dan hatasını affedeceğine söz almış olur. Kim böyle yapmazsa Allah Teâlâ ona söz vermiş olmaz, dilerse azap eder, dilerse onu cennet´e sokar.[4]
Bu hadîs, farziyetini inkâr etmeden namazı terkeden kişinin kâfir olmadığına delâlet eder; zira farziyetini inkar etmeden namazı terkeden kişi kâfir olsaydı, Hz. Peygamber ´Dilerse o kimseyi bağışlar, dilerse azap eder´ demezdi. Çünkü kâfir, hiçbir zaman cennete giremez. Bu hadîs, tembellikten ötürü namazı terkedenlere hamledilir.
Namazı Terkeden Kişiye, Ceza Tatbik Etmeden Önce Ne Kadar Süre Verilir?
Yukarıda da söylediğimiz gibi namazı terkeden kişinin tevbeye davet edilmesi vacibdir. Buna rağmen kişi tevbe etmezse, hâkim ona namazın özel vakti çıkıncaya kadar mühlet verir. Namazın özel vakti çıktıktan sonra ceza tatbik edilir. Namazın özel vakti ise öğle ile ikindi´nin veya akşam ile yatsının tehir edilerek kılındığı son vakittir. Buna binaen öğle namazını terkeden bir kimse, güneş battığı halde namazı kılmamışsa cezaya çarptırılır. İkindi namazı için de durum böyledir. Çünkü öğle ile ikindi namazı, cem-i tehir veya cem-i takdim edilerek kılınabilir. Burada özür sahiplerinin cem-i tehiri sözkonusudur. İkindi namazının son vakti güneşin batışıdır. Terkedilen namaz akşam veya yatsı namazı olursa, fecrin doğuşuna kadar süre verilir. Çünkü akşam ile yatsı cem-i tehir edilirse, son vakitleri fecrin doğuşu olur.
Cem-i tehir edilen akşam ile yatsı namazının vakti, fecrin doğmasıyla sona erer. Bu vakitten sonra kişi namazı terketmekte ısrar ederse, başı kılıçla kesilerek öldürülür.[5]
Namazı Terkettiği İçin Öldürülen Kişiyle İlgili hükümler
Tembellik veya benzer bir nedenden ötürü namazı terkeden ve bu sebeple öldürülen kişiyle ilgili hükümler şunlardır: Ölen diğer müslü-manlarla ilgili hükümlerin tümü, namazı terkettiği için öldürülen müs-lüman için de geçerlidir; yani onun da diğer müslümanlar gibi yıkanması, kefenlenmesi, defnedilmesi, cenaze namazının kılınması vacibdir. Onunla akrabaları arasında miras hükümleri geçerlidir; yani akrabaları onun mirasını alabilirler. Hanımı iddet bekler, onun için matem tutar.
Sonuç
Bir kişi, kendisiyle Allah arasında özel bir yakınlık olduğunu, belli bir makarna ulaştığında namaz farziyetinin kendisinden düşeceğini, birtakım haramların kendisine helâl olacağını iddia ederse, tıpkı farziyetini inkâr ederek namazı terkeden kişi gibi öldürülür. Yine Kabe´den uzak olduğu halde namazını Kabe´de kıldığını iddia eden -ki sûfîlik taslayan bazıları böyle iddialarda bulunmaktadır- kişi hakkında fakihler ´Böyle bir kişiyi öldürmek caizdir; zira böylelerinin dine verdiği zarar, 100 kâfirin verdiği zarardan daha fazladır´ demişlerdir.[6]

|